Animelerdeki En İyi Tek Taraflı Dövüşler! 10 Ezici Üstünlük!

Hunter × Hunter, yetenekli avcılar arasında birçok etkileyici dövüş sergiliyor, ancak Killua ve Johness arasındaki karşılaşmanın bunlardan en ikonik olanı olduğu söylenebilir. Avcı Sınavlarının üçüncü aşamasında, Gon'un ekibi bir sonraki aşamaya geçmek için azılı suçlularla yüzleşmek zorunda kaldı ve sonuç olarak Killua, Johness ile teke tek bir maçta karşı karşıya geldi.

Johness'in kötü şöhretini ve kaslı yapısını gören herkes Killua'yı meydan okumayı kabul etmemesi konusunda uyardı ancak Killua yalvarışların hiçbirini dinlemek yerine arenaya girdi ve herkesi şaşkına çevirdi. Killua sadece birkaç saniye içinde Johness'in kalbini söktü ve onu ölüme terk etti. Bu an sadece şaşırtıcı olmakla kalmadı, aynı zamanda Killua'nın ne kadar çılgın bir anime çocuğu olduğunun da açık bir işaretini verdi.

Gojo Satoru, Jujutsu Kaisen animesinin ilk aşamalarında anime topluluğunda manşetlere çıktı. Bununla birlikte, ona en fazla ilgi odağı olan bölüm, özel dereceli lanetli bir ruh olan Jogo ile yüzleştiği bölümdü. Jogo yolun ortasında aniden ortaya çıktığında, ikisi arasında iyi bir savaş olacak gibi görünüyordu ancak sonuçlar tamamen farklıydı!

Gojo, Jogo ile dövüşürken herhangi bir zorluk yaşamak yerine, yeteneklerini göstererek ve ona "sonsuzluk" derslerini anlatarak onunla oynuyordu. Jogo'nun Etki Alanı Genişletmesi de dahil olmak üzere hiçbir saldırı Gojo üzerinde işe yaramadı. Sonunda, Gojo'nun "Sınırsız Boşluk" Etki Alanı Genişlemesini serbest bırakmasının ardından kafası yerde yuvarlanıyordu ve bu da animede tek taraflı dövüşlerin sadece bir gösterisini yapıyordu.

Goku tartışmasız sadece Dragon Ball evreninin değil, bir bütün olarak animenin en güçlü karakterlerinden biridir. Yeni ve nihai Süper Saiyan formları her zaman tartışma konusu olmuştur, ancak Goku gibiler bile Evren 7'nin yıkım tanrısı Beerus'un ellerinde aşağılayıcı bir yenilgiyle karşı karşıya kalmıştır. Beerus'un Goku'yu yenmesi için gereken tek şey basit bir parmak hareketiydi.

Dragon Ball Super'in ilk bölümü sırasında, Goku maksimum enerji seviyesine ulaştı - Süper Saiyan 3. Bu onun o anki en güçlü haliydi, yine de Beerus'a tek bir vuruş bile yapamadı. Tüm çabaları hiçbir işe yaramadı çünkü Beerus, savaşlarını animelerdeki en kısa tek taraflı dövüşlerden birine dönüştürerek, o sırada görünüşe göre dünyadaki en güçlü kişi olan Goku'nun işini kolaylaştırdı.

Luffy'nin Sky Island destanında kibirli Bellamy ile olan savaşı One Piece'teki en hararetli karşılaşmalardan biri olarak kabul edilir. Strawhats, Jaya arc sırasında kötü şöhretli korsan Bellamy ve tayfasıyla karşılaştı, ancak Bellamy'nin Luffy, yoldaşları ve hedefleriyle kötü niyetle alay etmesi nedeniyle ilk karşılaşma iyi gitmedi. Ancak, Luffy bunların hiçbirine tepki vermedi.

Ancak Bellamy altını çaldığında işler kontrolden çıktı. Luffy, Bellamy'ye çaldığı altınları geri vermesini emretti, ancak Bellamy bunu yapmayı reddetti. Kısa bir süre sonra, Bellamy binalardan atlamaya başlar, Luffy'ye saldırır ve onu hakaretlerle rahatsız eder, ta ki Luffy'nin Bellamy'yi yüzünün yan tarafında bir çukur bırakan tek bir yumrukla yere serdiği son ana kadar.

Saitama, kendisini tamamen bir süper insana dönüştüren yoğun bir eğitimden geçene kadar başlangıçta normal bir insandı. Güçlü görünmüyor ve teknik olarak ölümsüz değil, ancak şimdiye kadar karşılaştığı hiçbir şey onu rahatsız etmeye yaklaşmadı. Herhangi bir düşmanı tek bir darbeyle yenme yeteneği de oldukça dikkat çekicidir, çünkü tüm dövüşlerini neredeyse tek taraflı hale getirir.

Saitama'nın Derin Deniz Kralı ile karşılaşması da oldukça benzerdi. Genos gibi diğer A ve S sınıfı kahramanlar hiçbir ilerleme kaydedemezken, Saitama'nın Deep Sea King'i mezara göndermek için tek bir yumruk atması yeterli oldu. Bu tahmin edilebilir bir sonuç gibi görünse de, yine de animelerde tek taraflı dövüşler fevkalade tatmin edicidir.

S-Sınıfı büyücü olma yolunda Natsu, Gildarts Clive ile yüzleşmek zorunda kaldı. İlk olarak, Natsu tüm gücüyle Gildarts'a saldırdı ve Ateş Ejderhasının Demir Yumruğunu serbest bıraktı. Natsu'yu şaşırtan bir şekilde, Gildarts çıplak elleriyle kolayca durdurduğu için saldırısından dolayı herhangi bir hasar almadı. Potansiyelini gören Gildarts, Natsu'nun geçtiğini düşünse de Natsu, Gildarts'ı yenemezse S-Sınıfı olmanın bir anlamı kalmayacağını söyleyerek itiraz eder.

Bu sözleri duyduktan sonra Gildarts büyüsünü etkinleştirir ve adanın her yerinde hissedilen güçlü bir aura yayar. Aurası zeminin çatlamasına neden olur ve inanılmaz miktarda korkutucu Büyü Gücü yayar. Natsu, Gildarts'a saldırmaya çalışır ancak yarı yolda durur ve kısa süre sonra bunun baş edebileceğinin ötesinde olduğunu fark eder ve sonunda teslim olur.

Gon, babasını bulabilmek için dünyanın en iyi avcısı olma hırsıyla köyünden ayrıldı. Yolculuğu sırasında birçok arkadaş edinmiş ve aralarında babasının arkadaşı Kite'ın da bulunduğu bazı nüfuzlu kişilerle tanışmıştır. Gon, Neferpitou adında bir Kimera Karınca onlara saldırıp Kite'ı da yanında götürene kadar Kite ile kaliteli zaman geçirdi.

Gon, Kite'ın gözlerinin önünde öldüğünü görmediğinden, hayatta kalacağı konusunda hala umutluydu ancak Kite'ın Pitou'nun odasındaki bilinçsiz bedenine tanık olduktan sonra çılgına döndü. Nen enerjisindeki muazzam artış sayesinde Gon, Neferpitou'yu tanınmaz hale getirene kadar dövmeyi başardı. Pitou'nun kafasını birden fazla yumrukla parçalayarak öldürdü ve bu daha çok tek taraflı bir katliam oldu.

"İntikam soğuk yenen bir yemektir" - bu söz Roy Mustang ve Envy senaryosuna çok yakışıyor. Komutan Mustang Fullmetal Alchemist'teki en sakin kişi gibi görünse de, Envy adlı Homonculi'nin en yakın arkadaşı Maes Hughes'u öldürdüğünü öğrendiğinde kendini kaybetti. O zamandan beri Envy, Roy'un kalbinde güçlü bir intikam akoru oluşturdu ve son çatışmada hepsini dışarı çıkardı.

İkisinin yolları ilk kez kesiştiğinde, Roy geri adım atmadı ve Envy'nin varlığını onu tekrar tekrar yakarak yok etmeye devam etti. Sonunda Envy'yi ezdi, onu küçük düşürdü ve en basit haline indirgedi. Sonunda Envy, Roy'un durmayacağını anladıktan sonra Felsefe Taşı'nı parçalayarak intihar etti!

İnsanlığın en güçlü askeri, nam-ı diğer Levi Ackerman sadece serideki en yetenekli kılıç ustası değil, aynı zamanda animelerdeki en yakışıklı dostlardan biri. Başından beri ününe yakışır şekilde yaşadı ve kesinlikle tek kişilik ordu karakteri olduğunu söylemek yanlış olmaz, sonuçta Shiganshina savaşı onun kahramanlıklarının canlı kanıtıdır.

Shiganshina'ya Dönüş yayında Levi, neredeyse tüm Survey Birliğini yok eden Canavar Titan ile yüz yüze geldi. O anda, Levi hiç vakit kaybetmeden Beast Titan'ın boynuna ulaştı ve ona her açıdan üstünlük sağladı. Bugüne kadar, bu yüzleşme animedeki en iyi tek taraflı dövüşlerden biri olarak kabul edilir, çünkü bu acımasız dövüş, Levi'nin Zeke'yi titanından çıkarmaya zorlamasından önce sadece bir dakika sürer.

Naruto serisi boyunca hayranlar pek çok ikonik savaşa tanık oldular ancak izleyiciler üzerinde en çok etki bırakan savaşlardan biri Dördüncü Büyük Ninja Savaşı oldu. Herkes rakibiyle yüzleşmek için çok çalışırken, Madara Uchiha binlerce yetkin askerden ve bilinen dünyanın en güçlü ninjalarından oluşan Shinobi ittifakıyla oynuyordu.

Madara tek başına beş Kage ve 4. Tümen'in tamamıyla zırhında bir çentik bile olmadan savaştı. Sharingan ve Rinnegan gibi özel yeteneklerini kullanarak savaş alanında binlerce shinobiyi saf dışı bıraktı. Shinobi ittifakı Madara'nın tüm büyülerine karşı kendini savunmak için çok az şey yapabildi. Ve Naruto serisinin en iyilerinden biri olarak hatırlanmaya değer bir dövüştür.