İzlemesenizde Olur: Bomboş Anime Önerileri!

Her güzelin bir kusuru vardır derler ama bazı animeler var ki, kusur değil, felaket. Bu içerikte, en hardcore anime izleyicilerinin bile izlememesi gereken 10 animeyi detaylı bir şekilde inceledik. Kötü animasyonlar, yerlerde sürünen senaryolar, unutulması gereken adaptasyonlar ve izledikten sonra “ben ne yaptım ya” dedirten yapımlar bu listede yer alıyor. Eğer anime izleme listeni oluştururken zamanını çöp etmek istemiyorsan, bu anime önerileri dışında bırakılacaklar listesini kaçırma. Manga harikayken batırılmış animelerden, üretim kalitesiyle göz kanatan işlere kadar her şey burada!

Eylül 4, 2025 - 09:14
 0  202
İzlemesenizde Olur: Bomboş Anime Önerileri!

Hardcore Animecilerin Bile “Abi Bunu Geç” Diyeceği 10 Anime: Zaman Kaybı Alarmı!

Anime izleyicisi dediğin, günceli takip eder, “underrated” peşinde koşar, “bir şey kaçırmayayım” kafasındadır. Ama bazen de öyle yapımlar çıkar ki, seni o koltuktan kaldırıp mangaya yönlendirir, “ben bu seriye hak ettiği muameleyi yapmadım” dedirtir. Hatta bazıları, seni animeciliği bırakmaya bile teşvik eder...

Hazırsan, gel beraber gözlerin kanadığı, senaryonun "napıyoruz abi biz" dediği, animasyonun Paint'te çizilmiş gibi durduğu yapımlara bir bakalım. İşte karşında: İzlemesen daha iyi olur dediğimiz animeler listesi!


1. The Seven Deadly Sins

Kategori: Aksiyon, Fantastik, Shounen

Başta fena gitmedi. Hatta ilk sezon "heh işte bu!" dedirtti. Ama sonra ne oldu? Animasyon kalitesi takla attı, karakter tasarımları yamuldu, dövüş sahneleri 2 FPS’e düştü. Hayranlar arasında “The Seven Deadly Frames” lakabını alması boşuna değil.

Üzücü olan ne biliyor musun? Manga gerçekten çok keyifliydi. Arthurian mitolojisiyle harmanlanan hikâye, karakter gelişimleri ve sürükleyici çatışmalar vardı. Ama animede öyle bir üretim faciası yaşandı ki, düşmanın kendisi stüdyoydu adeta.

İzlemek isteyen varsa şunu diyelim: Mangasına yönel, gözlerin sana dua etsin.


2. In Another World With My Smartphone

Kategori: İsekai, Komedi, Macera

Bak isekai seviyoruz. Kim sevmez ki? Ama bu seri, “nasıl daha fazla klişe koyabiliriz?” sorusunun cevabı gibi. Kahramanımız ölüyor, tanrıyla muhabbet edip başka bir dünyaya gidiyor ve... cep telefonuyla OP oluyor. Evet, cep telefonu. Android 200 IQ.

Konusu zaten yavan, karakterler karton gibi. Her bölümde “Oha! Bir kız daha bana âşık oldu!” klişesi var. Komedi desen yok, aksiyon desen o bile animasyonun arasında kaybolmuş. Tensura, Overlord gibi seriler varken, neden buna vakit harcayasın?

Yani kardeşim, telefonla kahraman olunmaz, hele bu kadar sıkıcı anlatılıyorsa hiç olunmaz.


3. Tokyo Ghoul (Anime Adaptasyonu)

Kategori: Aksiyon, Korku, Seinen, Doğaüstü

Şimdi bu biraz tartışmalı. Çünkü giriş sahnesi, opening müziği (Unravel!) falan bayağı gaz. Ama sonra... manga hayranlarına tokat gibi bir uyarlama geliyor. Kaneki'nin gelişimi darmadağın, Aogiri Tree olayları eksik, hikâye sıçraya sıçraya gidiyor.

Tokyo Ghoul:re kısmı zaten başlı başına ayrı bir felaket. Karakterleri tanımadan olayların içine giriyoruz. "Ben kimi izliyorum şu an?" hissi hiç eksik olmuyor.

Bu seriyi seviyorsan güzel ama sevmediysen yalnız değilsin. Manga ise gerçek bir şaheser. Tavsiyem: animeden uzak dur, mangaya sarıl.


4. Platinum End

Kategori: Dram, Fantastik, Gizem, Psikoloji

Death Note’un yazarlarından geliyor! dediler... Sonuç? Hayal kırıklığının ansiklopedik tanımı. Başkarakter Mirai o kadar silik ki, yerde dursan üzerinden geçemezsin, yok yani.

Ciddi temalar – intihar, yaşamın anlamı, Tanrı olmak – öyle yüzeysel ve saçma işlendi ki, “bunu başka biri mi yazdı?” dedirtiyor. Final desen, "Bu muydu yani?" dedirten cinstendi. Kurgusal kaos!

Anime sevenler için değil, ne yapmamalı dersi almak isteyen senaristler için örnek olabilir.


5. Oreimo (Ore no Imouto ga Konnani Kawaii Wake ga Nai)

Kategori: Komedi, Dilimlik Yaşam, Romantik (!?)

Kardeşim bu ne? Gerçekten. Ana karakterin öz kız kardeşiyle evlenmeye çalıştığı bir hikâyeyi nasıl yayınladılar hâlâ anlamıyorum. Kız 14 yaşında, bir de üstüne eroge oynuyor. Hadi oradan.

Kusura bakma ama bu “ne izliyorum ben ya?” diye koltuktan kalkma serisi. Kirino desen zaten başlı başına sinir harbi. İzleyenin bile kendine saygısı azalıyor olabilir.

Hatewatch bile edilmez. Tüm anime alemine tek tavsiyem: UZAK DURUN.


6. My Isekai Life

Kategori: İsekai, Fantastik, Aksiyon

İsekai tamam da... bu kadar ruhsuz, bu kadar mekanik anlatım ne? Ana karakter OP, ama neden OP? Nereye gidiyor? Neden ilgileneyim? Cevap yok.

Klişe üstüne klişe. Slime var, büyü var, ama büyü senin ilgini çekemiyor. Çünkü hikâye “Ben geçerken uğradım.” tadında.

En kötü isekailer listesine net girer. Eğer uykun kaçıyorsa, My Isekai Life izleyip kendini uyuşturabilirsin.


7. Hellsing (2001 Orijinal Anime)

Kategori: Aksiyon, Korku, Vampir, Doğaüstü

Bak, Hellsing Ultimate varsa bu neden var? Orijinal seri farklı gitmeye çalışmış ama... olmuyor. Kendi senaryosunu yazıyor, manga ile alakasız düşmanlar ekliyor. Bu da hikâyeyi karman çorman yapıyor.

Alucard gibi bir efsaneyi bu kadar sadeleştirmek, bir nevi kültürel suç. Yeni başlayanlar Ultimate’ı izlesin. Orijinali nostalji severler için bile acı verici.

Yani bir şeyin “ultimate”i varsa, orijinalini boş ver kardeşim.


8. BTOOOM!

Kategori: Aksiyon, Psikoloji, Ölüm Oyunu

Konsept iyi: "Battle royale ama el bombalarıyla." Fena fikir değil ama karakterler o kadar düz, diyaloglar o kadar sıkıcı ki, patlayan bombalardan önce beyin patlıyor.

Bir de Himiko var. O kız karakter ne çekti be... Senaryo adeta onun üstünden ne kadar dramatik olay varsa geçirmiş. Rahatsız edici içerikler var ve doğru düzgün işlenmiyor.

Eğer “death game” türü seviyorsan Alice in Borderland'in live-action’ına yönel, bu değil.


9. Mahou Sensei Negima!

Kategori: Fantezi, Okul, Romantizm

Manga = Şaheser. 38 cilt, bol aksiyon, karakter gelişimi, isekai sekansı bile var.
Anime = Hayal kırıklığı. Üretim kalitesi düşük, hikâyenin %10’u bile adapte edilmemiş. "Ben bunu neden izledim?" sorusu garanti.

Ken Akamatsu'nun eserine yazık etmişler. Animasyon desen eksik, tempo desen yok. Mangası bir ziyafet, anime ise ucuz bir öğle yemeği gibi.

Animeye değil, mangaya yatırım yap. Gerçek hikâye orada.


10. The Way of the Househusband

Kategori: Komedi, Slice of Life

Bu manga nasıldı ama! Yakuza geçmişi olan adam ev hanımı olur. Mutfakta suşi yaparken düşmanı aklına gelir falan. Tam sitcom malzemesi. Ama anime... PowerPoint sunumu gibi.

Resmen slayt geçiyorlar. Hareket yok, akış yok. Manga tarzı yansıtılmak istenmiş ama izlenebilirlik yerlerde. Böyle bir konuda kahkaha atman gerekirken, suratın beş karış oluyor.

Tavsiyem: mangaya gömül. Animeye bulaşma. Hiç değmez.


“Bunları İzledim” Diyen Varsa, Sarılalım...

Yani dostum, anime önerileri verirken her zaman “şunu izle!” demek zorunda değiliz. Bazen de “şunu sakın izleme!” demek gerekiyor. Yukarıdaki animeler, bazıları güzel fikirlerle yola çıkmış ama yapımcılar yolda lastiği patlatmış.

Sen sen ol, bu listedeki yapımlara “ben bir şans vereyim ya” diye yaklaşma. Vakit nakittir, hele bu kadar güzel anime varken çürük meyvelerle oyalanmaya gerek yok.


Bu Listede Geçen, İzlenmemesi Gereken Anime Serileri:

  • The Seven Deadly Sins

  • In Another World With My Smartphone

  • Tokyo Ghoul (Anime)

  • Platinum End

  • Oreimo

  • My Isekai Life

  • Hellsing (2001)

  • BTOOOM!

  • Mahou Sensei Negima!

  • The Way of the Househusband


Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Galaksi Yolcusu Galaksiler arası seyahat eden bir blog yazarı.