Zayıf Ana Karakterin Güçlendiği Animeler! 10 Anime Önerisi

Studio Pierrot'un Shōjo animeleri, çoğunlukla savaş shōnen şovlarında yer aldıkları için oldukça nadir bir manzaradır. Yona of the Dawn, prenses Yona'yı ve onun şımartılmış bir prensesten belalı bir savaşçıya dönüşme hikayesini takip eden türünün tek örneği.

Ortaçağ dönemine dayanan anime, Yona'nın müttefikler toplama ve daha iyi bir savaşçı olma yolculuğunu izler, böylece tahtını geri alabilir ve her zaman olması gereken gerçek lider haline gelebilir. Tehlikeli bir güç mücadelesi içindeki bir prensesin bu epik düşük fantezi klasik hikayesi mutlaka izlenmeli.

Arifureta, şiddet, kan ve harem temalarıyla bilinen karanlık ve cesur bir isekai anime serisidir. Hikaye, başlangıçta zayıf ve korkak olan, ancak giderek daha güçlü ve kendine güvenen ortalama bir otaku olan lise öğrencisi Hajime Nagumo'nun yolculuğunu araştırıyor.

Sınıfının geri kalanıyla birlikte bir fantezi dünyasına nakledildiğinde, tüm sınıf arkadaşları güçlü sihirli yeteneklere sahip olurken, Hajime işe yaramaz bir dönüşüm yeteneği kazanır. Hajime, temel becerilerini kullanarak zindandan kaçmaya ve bu süreçte daha da güçlenmeye yemin eder.

Guilty Crown, ölümcül bir virüsün Japonya'ya yayıldığı ve ülkenin GHQ adlı küresel bir hükümet örgütünün acımasız yönetiminin kontrolü altına girmesine yol açan "Kayıp Noel" olayından on yıl sonra, 2039'da geçen kıyamet sonrası temalı bir hikayedir.

Dizi, bir gün insanların ruhlarının fiziksel tezahürleri olan "Boşlukları" çıkarma yeteneğini kazanan zayıf ve bencil bir genç olan Shu Ouma'yı takip ediyor. Ardından, Japonya'yı zalim baskıcılarından kurtarmak için verdikleri mücadelede direniş grubu Funeral Parlor'a katılıyor.

Süper kahraman anime serisi My Hero Academia, hayatındaki erken engellere rağmen kahraman olma hayalini kovalamaktan vazgeçmeyen en parlak ve çalışkan kahramanlardan birine ev sahipliği yapıyor. İyi yazılmış bir kahramana ve karmaşık bir hikayeye sahip bir avuç anime serisinden biridir.

Süper güçlerin ("Quirks" olarak adlandırılır) yaygınlaştığı bir dünyada geçen Izuku Midoriya, herhangi bir gücü olmadan doğar, ancak yine de bir süper kahraman olmayı hayal eder. Bir gün Japonya'nın en büyük kahramanı All Might tarafından keşfedilir ve onu "One For All "un bir sonraki varisi olması için eğitir.

"Neon Genesis Evangelion" yaratıcılarından gelen Gurren Lagann, kendini keşfetme ve mecha temaları etrafında odaklanan orijinal bir anime serisidir. Dizi, başlangıçta kendisi için ayağa kalkmaktan korkan, ancak sonunda sert bir lidere dönüşen utangaç ve son derece içine kapanık bir çocuk olan Simon'u takip ediyor.

İnsanlığın Spiral Kral'ın yönetimi altında yaşamaya zorlandığı kurgusal bir gelecekte geçen dizide iki arkadaş, Simon ve Kamina, isyanın sembolleri haline geliyor. Gurren Lagann adlı dev bir mecha'ya pilotluk yaparlar ve gezegeni özgürleştirmek için diğer insanlarla birleştikleri yüzeye doğru savaşırlar.

Hajime no Ippo, Madhouse'un eleştirmenlerce beğenilen boks temalı bir spor animesi. Seri, lise öğrencisi Ippo Makunoichi'nin zorbalık kurbanı olmaktan profesyonel bir boks şampiyonu olmaya uzanan yolculuğunu anlatıyor. Yol boyunca, hem ringde hem de dışarıda çeşitli zorluklarla karşılaşır.

Yükselen bir boksörün altında kısa bir eğitimin ardından,
Ippo boks ringine ilk adımını attığında, her biri bir öncekinden daha güçlü olan bir dizi zorlu rakiple karşılaşır. Dirençli vücudu ve vahşi dövüş ruhuyla, nazik genç adam tüm zamanların en iyisi olmak için dünyaya meydan okumaya çalışır.

Tokyo Ghoul, Studio Pierrot tarafından şimdiye kadar yapılmış en iyi karanlık shōnen animelerinden biridir. Seri, bir zamanlar yumuşak huylu bir öğrenci olan ancak sonunda en güçlü varlığa dönüşen Ken Kaneki gibi iyi yazılmış bir kahramana sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda kan ve vahşeti keşfetmekten de geri durmuyor.

Grungy estetiği, ilgi çekici aksiyon sahneleri ve metal parçaların bir karışımıyla anime, insan yiyen bir gulyabaninin kendisine organ naklini içeren bir deneye maruz kaldıktan sonra yarı gulyabani olarak yeni hayatıyla başa çıkmaya çalışan Ken Kaneki'yi takip ediyor!

Tokyo Ghoul, Studio Pierrot tarafından şimdiye kadar yapılmış en iyi karanlık shōnen animelerinden biridir. Seri, bir zamanlar yumuşak huylu bir öğrenci olan ancak sonunda en güçlü varlığa dönüşen Ken Kaneki gibi iyi yazılmış bir kahramana sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda kan ve vahşeti keşfetmekten de geri durmuyor.

Grungy estetiği, ilgi çekici aksiyon sahneleri ve metal parçaların bir karışımıyla anime, insan yiyen bir gulyabaninin kendisine organ naklini içeren bir deneye maruz kaldıktan sonra yarı gulyabani olarak yeni hayatıyla başa çıkmaya çalışan Ken Kaneki'yi takip ediyor!

Japonya'nın Sengoku döneminde geçen Dororo, animelerdeki en hüzünlü arka plan hikayelerinden birine sahip. Anime, açgözlü babasının topraklarının refahı karşılığında iblislerle yaptığı anlaşma nedeniyle uzuvları, gözleri, kulakları, burnu ve derisi olmadan doğan genç bir ronin olan Hyakkimaru'nun hikayesini anlatıyor.

En kötü kısmı? Yeni doğmuş bir bebekken vahşi doğada ölüme terk edilir. Normal bir hayattan mahrum kalan Hyakkimaru, gri bir hayat yaşayarak acı ve ıstırap içinde büyür. Vücut parçalarını geri almaya kararlı bir şekilde, insanlığın gerçek anlamını ve bütün olmanın ne demek olduğunu öğrenirken tüm iblisleri öldürme görevine girişir.

Japonya'nın Sengoku döneminde geçen Dororo, animelerdeki en hüzünlü arka plan hikayelerinden birine sahip. Anime, açgözlü babasının topraklarının refahı karşılığında iblislerle yaptığı anlaşma nedeniyle uzuvları, gözleri, kulakları, burnu ve derisi olmadan doğan genç bir ronin olan Hyakkimaru'nun hikayesini anlatıyor.

En kötü kısmı? Yeni doğmuş bir bebekken vahşi doğada ölüme terk edilir. Normal bir hayattan mahrum kalan Hyakkimaru, gri bir hayat yaşayarak acı ve ıstırap içinde büyür. Vücut parçalarını geri almaya kararlı bir şekilde, insanlığın gerçek anlamını ve bütün olmanın ne demek olduğunu öğrenirken tüm iblisleri öldürme görevine girişir.