İngilizce Light Novel Okumak İsteyenlere 10 Kolay Seri: Işık Hızında Edebiyat Seyahati!

İngilizce light novel dünyasına ışınlanmaya hazır mısın, Yolcu? Bu rehber, kolaydan zora 20 seri ile seni edebiyatın galaksilerinde maceraya çıkaracak. Kemerleri bağla, başlıyoruz!

Aralık 25, 2025 - 16:50
Aralık 25, 2025 - 16:52
 0  1
İngilizce Light Novel Okumak İsteyenlere 10 Kolay Seri: Işık Hızında Edebiyat Seyahati!

1. Sword Art Online

Yolcu, Sword Art Online (SAO) ile başlamak, sanal gerçeklik dünyasına dalış yapmak için mükemmel bir seçim. Neden mi? Çünkü SAO, Isekai türünün (başka bir dünyaya gitme) en bilinen örneklerinden biri ve İngilizce çevirisi oldukça kolay anlaşılır. Konusu da basit: Oyuncular, Sword Art Online adlı bir VRMMORPG'ye hapsolur ve oyunu bitirmeden çıkamazlar. Kirito, ana karakterimiz, bu ölüm oyununda hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da aşkı bulur. İlk bölümlerde oyunun mekanikleri, level atlama sistemi falan detaylıca anlatılıyor. Bu da İngilizce okurken kafanın karışmasını engelliyor. Düşünsene, o kılıç sesleri, canavar efektleri... Hepsini İngilizce kelimelerle deneyimlemek bambaşka bir olay. Ayrıca, SAO'nun anime uyarlaması da var, okurken karakterleri ve sahneleri kafanda canlandırmak daha kolay oluyor. Bu da İngilizce öğrenme sürecini eğlenceli hale getiriyor. Unutma, Yolcu, bu sadece bir başlangıç. Sanal dünyanın kapıları ardına kadar açık!

SAO'da en sevdiğim şey, oyun içindeki sosyal dinamikler. İnsanların hayatta kalma içgüdüsüyle nasıl değiştiğini, gruplar kurduğunu, ihanet ettiğini görmek çok gerçekçi. Kirito'nun yalnız kurt tavırları başta havalı gelse de, zamanla Asuna ile kurduğu bağ hikayeye derinlik katıyor. Oyunun içindeki şehirler, zindanlar, canavarlar... Hepsi o kadar detaylı tasvir edilmiş ki, sanki oradaymışsın gibi hissediyorsun. İngilizce okurken bu detayları yakalamak, hem dil becerilerini geliştiriyor hem de oyuna olan hayranlığını katlıyor. İlk başta belki biraz zorlanırsın, ama pes etme. Kelimeleri sözlükten baka baka ilerle. Zamanla İngilizce okuma hızın artacak ve SAO'nun dünyasına daha da gömüleceksin.

Bir de unutmadan, SAO'nun felsefi boyutunu da es geçmeyelim. Sanal gerçeklik ile gerçeklik arasındaki çizgi giderek bulanıklaşıyor. İnsanlar sanal dünyada daha mutlu, daha özgür hissediyor. Acaba gerçek hayat mı sanal hayat mı daha önemli? Bu sorular, SAO'yu sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkarıp düşündürücü bir yapıt haline getiriyor. İngilizce okurken bu felsefi derinliği de yakalamaya çalış, Yolcu. Belki sen de kendi sanal gerçekliğini yaratırsın kim bilir?

Seyir Defteri Notu: SAO'nun Aincrad arc'ı (ilk sezon) en iyisidir. Diğer arc'lar biraz vasat kaçabilir, ama ilk sezonun nostaljisi her zaman ayrıdır.

Rota Önerisi: SAO'yu bitirdikten sonra Accel World'e göz atabilirsin. Aynı yazarın elinden çıkmış ve benzer temaları işliyor.


2. That Time I Got Reincarnated as a Slime

Yolcu, bu seri tam senlik! Ofis çalışanı Satoru Mikami, bir soyguncu tarafından öldürülür ve kendini başka bir dünyada balçık (slime) olarak reenkarne olmuş halde bulur! Evet, yanlış duymadın, bildiğin balçık! Ama bu balçık bildiğimiz balçıklardan değil. Kendine özgü yetenekleri var, etrafındaki her şeyi emebiliyor ve o şeylerin özelliklerini kazanabiliyor. Bu yetenek sayesinde Rimuru Tempest adını alır ve canavarların yaşadığı bu yeni dünyada kendine bir yer edinmeye çalışır. İngilizce okumak için ideal çünkü dili çok akıcı ve esprili. Karakterler arasındaki diyaloglar çok komik ve olaylar sürekli gelişiyor. Sıkılmaya fırsatın olmuyor. Ayrıca, serinin dünyası çok detaylı ve ilgi çekici. Canavarların türleri, büyü sistemleri, politik ilişkiler... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Rimuru'nun liderlik vasıfları da seriyi izlenesi kılıyor. Başlangıçta güçsüz bir balçık olmasına rağmen, zekası ve karizması sayesinde kısa sürede güçlü bir lider haline geliyor. Farklı canavar ırklarını bir araya getiriyor, barışı sağlıyor ve kendi ülkesini kuruyor. Bunu yaparken de hep adil ve dürüst davranıyor. Bu da seriye ahlaki bir boyut katıyor. İngilizce okurken Rimuru'nun konuşmalarına dikkat et, Yolcu. Kullandığı kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce iletişim becerileri konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli gelişen ve değişen dünyası. Rimuru'nun attığı her adım, dünyayı farklı bir yöne sürüklüyor. Yeni ittifaklar kuruluyor, eski düşmanlıklar unutuluyor ve yeni tehditler ortaya çıkıyor. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu gelişmeleri takip etmek, dil becerilerini geliştirmenin yanı sıra analitik düşünme yeteneğini de geliştiriyor. Unutma, Yolcu, İngilizce sadece kelimelerden ibaret değil, aynı zamanda bir düşünce biçimidir.

Seyir Defteri Notu: Serinin anime uyarlaması da çok başarılı. Özellikle dövüş sahneleri ve karakter tasarımları harika.

Rota Önerisi: That Time I Got Reincarnated as a Slime'ı bitirdikten sonra Overlord'a göz atabilirsin. Benzer bir Isekai teması işliyor, ama daha karanlık ve yetişkinlere yönelik.


3. Konosuba: God's Blessing on This Wonderful World!

Konosuba, Yolcu, tam bir kahkaha tufanı! Eğer absürt komedi seviyorsan, bu seriye bayılacaksın. Hikaye, Kazuma adında bir NEET'in (Not in Education, Employment, or Training) bir trafik kazasında ölmesiyle başlıyor. Ama ölümü o kadar saçma ki, tanrıça Aqua onu başka bir dünyaya reenkarne etmeyi teklif ediyor. Kazuma, bu yeni dünyada maceradan maceraya koşarken Aqua, Megumin ve Darkness gibi birbirinden garip karakterlerle karşılaşıyor. İngilizce okumak için ideal çünkü dili çok basit ve esprili. Karakterler arasındaki atışmalar, Kazuma'nın iç sesleri falan çok komik. Sürekli güleceksin. Ayrıca, serinin parodi unsurları da çok başarılı. Klasik RPG öğeleriyle dalga geçiyor, klişeleri tersine çeviriyor. Bu da İngilizce okurken hem eğlenmeni sağlıyor hem de İngiliz mizah anlayışını kavramana yardımcı oluyor.

Konosuba'nın karakterleri de seriyi özel kılıyor. Aqua, kendini beğenmiş ve işe yaramaz bir tanrıça. Megumin, sadece bir büyü yapabilen ve her yaptığı büyüyle bayılan bir büyücü. Darkness ise mazoşist bir şövalye. Bu karakterlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan kaos, seriyi izlenesi kılıyor. İngilizce okurken bu karakterlerin diyaloglarına dikkat et, Yolcu. Kullandıkları kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce karakter yaratma konusunda ilham verecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli sürprizlerle dolu olması. Ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor. Kazuma ve ekibi, her macerada daha da batıyor, daha da komik durumlara düşüyor. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu sürprizlere hazırlıklı ol, Yolcu. Belki sen de kendi absürt komedi hikayeni yazarsın kim bilir?

Seyir Defteri Notu: Konosuba'nın anime uyarlaması da çok komik. Özellikle seslendirme sanatçıları harika iş çıkarmış.

Rota Önerisi: Konosuba'yı bitirdikten sonra Combatants Will Be Dispatched!'a göz atabilirsin. Aynı yazarın elinden çıkmış ve benzer bir mizah anlayışına sahip.


4. No Game No Life

Yolcu, strateji oyunlarına düşkünsen No Game No Life tam senlik. Hikaye, Sora ve Shiro adında iki dahi oyuncunun, her şeyin oyunlarla çözüldüğü Disboard adlı bir dünyaya çağrılmasıyla başlıyor. Bu dünyada savaşlar bile oyunlarla yapılıyor. Sora ve Shiro, bu yeni dünyada insanlığı temsil etmeye ve Tanrı olmayı hedefliyor. İngilizce okumak için ideal çünkü dili akıcı ve oyun terimleriyle dolu. Satranç, poker, strateji oyunları... Hepsinden bir şeyler bulacaksın. Ayrıca, serinin dünyası çok yaratıcı ve ilgi çekici. Farklı ırklar, farklı oyun kuralları... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Sora ve Shiro'nun zekası da seriyi izlenesi kılıyor. Her türlü oyunu kazanmak için akıl almaz stratejiler geliştiriyorlar. Rakiplerini manipüle ediyorlar, zayıf noktalarını buluyorlar ve onları kendi oyunlarına çekiyorlar. Bunu yaparken de hep eğleniyorlar. İngilizce okurken Sora ve Shiro'nun konuşmalarına dikkat et, Yolcu. Kullandıkları kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce problem çözme konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli zeka oyunlarıyla dolu olması. Her bölümde yeni bir oyun, yeni bir strateji, yeni bir sürpriz var. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu zeka oyunlarına dahil olmaya çalış, Yolcu. Belki sen de kendi stratejini geliştirirsin kim bilir?

Seyir Defteri Notu: No Game No Life'ın anime uyarlaması da çok renkli ve eğlenceli. Özellikle görsel efektler harika.

Rota Önerisi: No Game No Life'ı bitirdikten sonra Classroom of the Elite'a göz atabilirsin. Benzer bir zeka oyunu teması işliyor, ama daha gerçekçi ve karanlık.


5. Overlord

Yolcu, karanlık fanteziye hazırsan Overlord seni çağırıyor! Hikaye, Yggdrasil adlı bir VRMMORPG'nin kapanmasıyla başlıyor. Oyuncuların çoğu oyundan çıkarken, Momonga adındaki bir oyuncu oyunda kalmaya karar veriyor. Ama bir sorun var: Momonga, oyunda sıkışıp kalıyor ve karakteri, güçlü bir iskelet büyücü olan Ainz Ooal Gown'a dönüşüyor. Ainz, bu yeni dünyada kendi krallığını kurmaya ve dünyayı fethetmeye karar veriyor. İngilizce okumak için ideal çünkü dili akıcı ve karanlık fantezi terimleriyle dolu. Zombiler, vampirler, iblisler... Hepsinden bir şeyler bulacaksın. Ayrıca, serinin dünyası çok detaylı ve karanlık. Farklı ırklar, farklı büyü sistemleri... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Ainz'in acımasızlığı da seriyi izlenesi kılıyor. Amacına ulaşmak için her şeyi yapmaya hazır. İnsanları manipüle ediyor, şehirleri yakıp yıkıyor ve düşmanlarını acımasızca katlediyor. Ama aynı zamanda kendi yandaşlarına karşı da çok koruyucu. İngilizce okurken Ainz'in konuşmalarına dikkat et, Yolcu. Kullandığı kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce otorite figürü yaratma konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli karanlık ve acımasız olması. Her bölümde yeni bir ölüm, yeni bir ihanet, yeni bir sürpriz var. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu karanlığa hazırlıklı ol, Yolcu. Belki sen de kendi karanlık fantezi hikayeni yazarsın kim bilir?

Seyir Defteri Notu: Overlord'un anime uyarlaması da çok başarılı. Özellikle Ainz'in seslendirmesi harika.

Rota Önerisi: Overlord'u bitirdikten sonra Re:Zero - Starting Life in Another World'e göz atabilirsin. Benzer bir karanlık fantezi teması işliyor, ama daha psikolojik ve karmaşık.


6. Re:Zero - Starting Life in Another World

Re:Zero, Yolcu, seni duygusal bir rollercoaster'a bindirecek! Hikaye, Subaru Natsuki adında bir NEET'in marketten dönerken başka bir dünyaya ışınlanmasıyla başlıyor. Subaru, bu yeni dünyada "Ölümden Dönüş" yeteneğine sahip olduğunu keşfeder. Yani, öldüğünde belirli bir noktaya geri dönebiliyor. Subaru, bu yeteneği kullanarak sevdiği insanları kurtarmaya ve bu yeni dünyada hayatta kalmaya çalışır. İngilizce okumak için ideal çünkü dili akıcı ve duygusal. Aşk, nefret, umut, umutsuzluk... Hepsinden bir şeyler bulacaksın. Ayrıca, serinin dünyası çok detaylı ve karmaşık. Farklı ırklar, farklı politik güçler... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Subaru'nun çaresizliği de seriyi izlenesi kılıyor. Sürekli ölüyor, sürekli başarısız oluyor, sürekli acı çekiyor. Ama asla pes etmiyor. Sevdiği insanları kurtarmak için her şeyi yapmaya hazır. İngilizce okurken Subaru'nun iç seslerine dikkat et, Yolcu. Kullandığı kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce duygusal ifade konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli sürprizlerle dolu olması. Ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor. Subaru, her seferinde farklı bir ölümle karşılaşıyor, farklı bir zorlukla mücadele ediyor. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu sürprizlere hazırlıklı ol, Yolcu. Belki sen de kendi duygusal fantezi hikayeni yazarsın kim bilir?

Seyir Defteri Notu: Re:Zero'nun anime uyarlaması da çok etkileyici. Özellikle Subaru'nun çaresizliğini yansıtan sahneler harika.

Rota Önerisi: Re:Zero'yu bitirdikten sonra Erased'e göz atabilirsin. Benzer bir zaman yolculuğu teması işliyor, ama daha gerçekçi ve dramatik.


7. The Rising of the Shield Hero

Yolcu, ihanete ve intikama hazırsan The Rising of the Shield Hero tam senlik! Hikaye, Naofumi Iwatani adında bir üniversite öğrencisinin, dört kahramandan biri olarak başka bir dünyaya çağrılmasıyla başlıyor. Naofumi, Kalkan Kahramanı olarak çağrılır, ama diğer kahramanlar gibi güçlü silahlara sahip değildir. Ayrıca, kısa sürede ihanete uğrar ve toplum tarafından dışlanır. Naofumi, bu yeni dünyada hayatta kalmak ve intikam almak için mücadele eder. İngilizce okumak için ideal çünkü dili akıcı ve aksiyon dolu. Dövüş sahneleri, stratejik planlar, politik entrikalar... Hepsinden bir şeyler bulacaksın. Ayrıca, serinin dünyası çok detaylı ve karmaşık. Farklı ırklar, farklı sosyal sınıflar... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Naofumi'nin azmi de seriyi izlenesi kılıyor. Herkes ona sırtını dönse bile, asla pes etmiyor. Kendi yöntemleriyle güçleniyor, yandaşlar ediniyor ve intikamını alıyor. İngilizce okurken Naofumi'nin konuşmalarına dikkat et, Yolcu. Kullandığı kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce liderlik konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli adaletsizliklerle dolu olması. Naofumi, sürekli haksızlığa uğruyor, sürekli zorluklarla karşılaşıyor. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu adaletsizliklere karşı tepkini göster, Yolcu. Belki sen de kendi adalet savaşını verirsin kim bilir?

Seyir Defteri Notu: The Rising of the Shield Hero'nun anime uyarlaması da çok popüler. Özellikle Naofumi'nin seslendirmesi harika.

Rota Önerisi: The Rising of the Shield Hero'yu bitirdikten sonra Arifureta: From Commonplace to World's Strongest'e göz atabilirsin. Benzer bir ihanet ve intikam teması işliyor, ama daha aksiyon dolu ve fantastik.


8. Classroom of the Elite

Yolcu, zeka oyunlarına ve psikolojik savaşlara hazırsan Classroom of the Elite seni bekliyor! Hikaye, Koudo Ikusei Lisesi'nde geçiyor. Bu okul, Japonya'nın en başarılı öğrencilerini yetiştirmeyi amaçlıyor. Okul, öğrencileri A'dan D'ye kadar sınıflara ayırıyor ve sadece A sınıfı mezun olduğunda başarılı sayılıyor. Kiyotaka Ayanokouji adındaki bir öğrenci, kasıtlı olarak en düşük sınıf olan D sınıfına yerleştiriliyor. Kiyotaka, zekası ve stratejik yetenekleriyle D sınıfını A sınıfına yükseltmeye çalışır. İngilizce okumak için ideal çünkü dili akıcı ve zeka oyunlarıyla dolu. Psikolojik taktikler, manipülasyonlar, entrikalar... Hepsinden bir şeyler bulacaksın. Ayrıca, serinin dünyası çok detaylı ve karmaşık. Farklı sınıflar, farklı sosyal hiyerarşiler... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Kiyotaka'nın gizemli kişiliği de seriyi izlenesi kılıyor. Ne düşündüğü, ne planladığı asla belli olmuyor. Her zaman bir adım önde, her zaman bir sürprizi var. İngilizce okurken Kiyotaka'nın iç seslerine dikkat et, Yolcu. Kullandığı kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce stratejik düşünme konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli zeka oyunlarıyla dolu olması. Her bölümde yeni bir sınav, yeni bir rakip, yeni bir sürpriz var. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu zeka oyunlarına dahil olmaya çalış, Yolcu. Belki sen de kendi stratejini geliştirirsin kim bilir?

Seyir Defteri Notu: Classroom of the Elite'ın anime uyarlaması da çok başarılı. Özellikle Kiyotaka'nın gizemli kişiliğini yansıtan sahneler harika.

Rota Önerisi: Classroom of the Elite'ı bitirdikten sonra Death Note'a göz atabilirsin. Benzer bir zeka oyunu teması işliyor, ama daha karanlık ve gerilim dolu.


9. Spice and Wolf

Yolcu, ekonomi ve fanteziye ilgi duyuyorsan Spice and Wolf tam sana göre! Hikaye, gezgin bir tüccar olan Lawrence Kraft ile bilge bir kurt tanrıçası olan Holo'nun karşılaşmasıyla başlıyor. Holo, insanlığın gelişimiyle birlikte unutulmaya yüz tutmuştur ve Lawrence'tan memleketine dönmesine yardım etmesini ister. İkili, birlikte seyahat ederken ticaret yapıyor, farklı şehirleri ziyaret ediyor ve çeşitli maceralar yaşıyor. İngilizce okumak için ideal çünkü dili akıcı ve ticaret terimleriyle dolu. Ekonomi, pazarlama, diplomasi... Hepsinden bir şeyler bulacaksın. Ayrıca, serinin dünyası çok detaylı ve gerçekçi. Ortaçağ Avrupa'sından esinlenilmiş şehirler, farklı kültürler... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Lawrence ve Holo arasındaki ilişki de seriyi izlenesi kılıyor. Başlangıçta sadece bir ortaklık gibi görünse de, zamanla aralarında derin bir bağ oluşuyor. Birbirlerine destek oluyorlar, birbirlerini koruyorlar ve birbirlerine aşık oluyorlar. İngilizce okurken Lawrence ve Holo'nun diyaloglarına dikkat et, Yolcu. Kullandıkları kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce romantik ilişki konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli ticaretle ilgili olması. Lawrence ve Holo, her şehirde farklı ürünler alıp satıyor, farklı insanlarla pazarlık yapıyor ve farklı riskler alıyor. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu ticaret stratejilerine dahil olmaya çalış, Yolcu. Belki sen de kendi ticaret imparatorluğunu kurarsın kim bilir?

Seyir Defteri Notu: Spice and Wolf'un anime uyarlaması da çok güzel. Özellikle Holo'nun sevimli kişiliğini yansıtan sahneler harika.

Rota Önerisi: Spice and Wolf'u bitirdikten sonra Maoyuu Maou Yuusha'ya göz atabilirsin. Benzer bir ekonomi ve fantezi teması işliyor, ama daha politik ve karmaşık.


10. DanMachi (Is It Wrong to Try to Pick Up Girls in a Dungeon?)

Yolcu, macera ve tanrılarla dolu bir dünyaya adım atmaya ne dersin? DanMachi, Orario şehrinde geçiyor. Bu şehirde, tanrılar insanlarla birlikte yaşıyor ve onlara "Lütuf" adı verilen özel yetenekler veriyor. Bell Cranel adındaki genç bir maceracı, tanrıça Hestia'nın ailesine katılır ve zindanlarda canavarlarla savaşarak güçlenmeye çalışır. Amacı, en güçlü maceracı olmak ve güzel bir kızla tanışmaktır! İngilizce okumak için ideal çünkü dili akıcı ve aksiyon dolu. Zindanlar, canavarlar, tanrılar... Hepsinden bir şeyler bulacaksın. Ayrıca, serinin dünyası çok detaylı ve ilgi çekici. Farklı tanrı aileleri, farklı zindan katmanları... Hepsi özenle tasarlanmış. Bu da İngilizce okurken hayal gücünü tetikliyor ve kelimelerin anlamlarını daha iyi kavramanı sağlıyor.

Bell'in masumiyeti de seriyi izlenesi kılıyor. Her zaman iyi niyetli, her zaman dürüst ve her zaman yardımsever. İnsanlara ilham veriyor ve onları motive ediyor. İngilizce okurken Bell'in konuşmalarına dikkat et, Yolcu. Kullandığı kelimeler ve cümle yapıları, sana İngilizce pozitif iletişim konusunda çok şey öğretecek.

Serinin en önemli özelliği, sürekli aksiyonla dolu olması. Bell, her bölümde yeni bir canavarla karşılaşıyor, yeni bir zorlukla mücadele ediyor ve yeni bir güç kazanıyor. Bu da seriyi sürekli heyecanlı tutuyor. İngilizce okurken bu aksiyona dahil olmaya çalış, Yolcu. Belki sen de kendi maceranı yaşarsın kim bilir?

Seyir Defteri Notu: DanMachi'nin anime uyarlaması da çok popüler. Özellikle dövüş sahneleri ve karakter tasarımları harika.

Rota Önerisi: DanMachi'yi bitirdikten sonra Grimgar of Fantasy and Ash'e göz atabilirsin. Benzer bir zindan teması işliyor, ama daha gerçekçi ve karanlık.


Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Galaksi Yolcusu Galaksiler arası seyahat eden bir blog yazarı.